Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılı kutlu olsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i ilan etmesinden bu yana tam 100 yıl geçti. Esaret nedir bilmeyen bir milletin 'Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir' diyerek kabul ettiği Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı kutlu olsun.
Bugün Milli iradenin hakim kılınmasının, bugün halkın kendi kendisini yönetmesinin bayramı…Bugün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Temelini Türk Kahramanlığı ve Yüksek Türk Kültürü olarak tarif ettiği en büyük eserimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yıldönümünün bayramı...Kutlu olsun.
Tarih boyunca esaret nedir bilmeyen Türk Milleti yenik çıktığı 1. Dünya Savaşı’nın ardından alçakça bir tertiple karşı karşıya kaldı. Hesap, tutsaklık nedir bilmeyen bir milleti esir almak, daha düne kadar dünyaya hükmeden bir medeniyeti tarih sahnesinden silmekti. Ama emperyalistlerin bu hesabı tutmadı.
Türk Milleti Mustafa Kemal’in önderliğinde giriştiği ölüm kalım savaşından galip çıkarak vatanını ve istikbalini esaretten kurtardı.
Düşmanla girdiği savaşı zaferle taçlandıran Türk Milleti, kazandığı bu zaferin ardından hemen yeni bir savaşa girişti. Vatan topraklarını savunmak bağımsızlığını canı pahasına korumak için işgalcilere karşı onur savaşı veren bir milletin küllerinden yeniden doğuşudur Cumhuriyet. Olmaz denilenin, imkansızın gerçekleşmesidir. Geri kalmış bir ulusun şahlanarak yarattığı mucizenin öyküsüdür.
Mustafa Kemal’in lider dehasının tüm dünya tarafından kabul görmesini sağlayan, muhteşem bir bağımsızlık mücadelesinin sonucunda canla, güçlükle, acıyla elde edilmiş büyük bir zaferdir Cumhuriyet.
Cumhuriyet, gelecek on yıllara yüz yıllara Türkiye’yi toplumsal çağdaşlaşmaya taşımış, bu süreç kültürde sanatta eğitimde ilerlemedir. Atatürk: Türkiye Cumhuriyeti; halkıyla düşüncesiyle, zihniyetiyle uygar olduğunu göstermek ve kanıtlamak zorundadır” diyerek Türk Milleti’nin yönetiminden düşüncesine kadar büyük bir değişim içine girdiğini belirtmiştir.
Cumhuriyetin özü çağdaş uygarlık ve demokrasi bilinci… Bu seviyeye ulaşmak Atatürk’ün en büyük düşüydü ve bu uğurda büyük bir değişim süreci yaşandı.
“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyerek, esaret nedir bilmeyen bir millet kendine en uygun yönetim biçimini Cumhuriyet ile taçlandırmıştır.