Nurullah ÖZGÜN

Bir Toplum Ne Zaman Çürür ?

Nurullah ÖZGÜN

Toplumların çöküşü çoğu zaman savaşlarla, yıkımlarla, büyük ekonomik krizlerle ilişkilendirilir. Oysa asıl çürüme, çok daha sessiz, çok daha derinden başlar. Tıpkı bir ağacın içten içe kuruması gibi… Dışarıdan yeşil görünürken içeride köklerini kaybetmeye başlar. Ve gün gelir, en ufak rüzgârda devriliverir.
Bir toplum, doğruluk yerini yalana bıraktığında çürür. İnsanlar doğruyu savunmaktan çekinip, neyin alkışlandığına göre konuşmaya başladığında… Yalan, “kıvrak zeka” diye övüldüğünde…
Adalet, güçlüye göre şekillenmeye başladığında çürür. Haksızlık karşısında susmak “akıllılık” sayıldığında… Zayıfın sesi kısılırken güçlüye alkış tutulduğunda…
Saygı, sadece karşılıklı değil, çıkar ilişkisine dayandığında çürür. İnsanlar birbirini insan olduğu için değil, işine yaradığında değerli gördüğünde… Selam, sadece menfaatle verildiğinde…
Empati unutulduğunda çürür. Başkasının acısı, kendi rahatımızı bozmadığı sürece görmezden gelindiğinde… Merhamet sadece sosyal medyada estetik bir kareye dönüştüğünde…
Ve en önemlisi: Ahlak yalnızca konuşmalarda, törenlerde, vaazlarda kaldığında çürür. Eğer günlük yaşamın içinde yer bulamıyorsa; alışverişte, iş yerinde, aile ilişkilerinde, komşulukta kendini gösteremiyorsa… Sözde kalan ahlak, gösterişli ama köksüz bir çiçektir. Solması kaçınılmazdır.
Tarih, dış düşmanlardan değil, içerideki çözülmeden yıkılan medeniyetlerle doludur.
Bugün yaşadığımız dünya da bu tehlikeyle karşı karşıya olabilir. Teknolojinin hızla geliştiği, bilginin sınırsızca aktığı bir çağda, ahlakî değerlerin geri planda kaldığını görmek endişe vericidir. İnsanın ruhunu besleyecek değerler unutuldukça, toplumlar yalnızca maddi refahla ayakta durmaya çalışıyor.
Bu durum, yalnızca bireysel değil, toplumsal ruh sağlığını da tehdit ediyor. İnsanlar birbirine yabancılaşıyor, güven azalıyor, dayanışma zayıflıyor. Herkes kendi çıkarını ön planda tutunca, toplumsal bağlar gevşiyor, kimlikler eriyor.
Sözün özü şu: Bir toplum, yalnızca yasalarla değil; bireylerin kalplerinde taşıdığı ahlakla yaşar. O kalpler çürüdüğünde, şehirler, devletler, medeniyetler yıkılır.
Biz ise, bu yıkımı engellemek için, önce kendi iç dünyamızdan  başlamalıyız.

Nurullah Özgün
İlahiyatçı Yazar

Yazarın Diğer Yazıları