Geleceği Birlikte İnşa Etmek: Palu ve Kovancılar Neden Birleşmeli?
Zaman değişiyor. Köyler, kasabalar, ilçeler artık sadece geçmişleriyle değil, geleceğe nasıl hazırlandıklarıyla da değer kazanıyor. İşte tam da bu noktada Elazığ’ın iki güzide ilçesi Palu ve Kovancılar için dile getirilen birleşme önerisi, yalnızca bir idari değişiklik değil; aynı zamanda bölgesel kalkınma için büyük bir fırsattır.
Kabul edelim: Palu, tarihiyle, doğasıyla, kadim kimliğiyle Elazığ’ın en eski yerleşim yerlerinden biri. Kovancılar ise Palu’dan doğmuş, yıllar içinde gelişmiş, düz ovaya yayılmış, ulaşım ağlarına daha yakın ve hızlı büyüyen bir merkez haline gelmiştir. Bugün kamu hizmetlerinin, kurumların ve yatırımların büyük kısmının Kovancılar’da toplanması, bu gelişimin bir sonucudur.
Palu’nun derin tarihî ve kültürel kimliği ile Kovancılar’ın lojistik ve ekonomik avantajları bir araya geldiğinde; ortaya hem geçmişe saygı duyan hem geleceği planlayan güçlü bir merkez çıkacaktır. Kurumsal dağınıklık ortadan kalkar, hizmetler daha verimli sunulur, kaynaklar daha etkili kullanılır. Ayrıca birleşmeyle birlikte daha büyük nüfus, daha güçlü siyasi temsil, daha fazla yatırım ve proje fırsatı doğar.
Birçok kişinin kaygısı, “Palu’nun adı silinir mi, kimliği yok olur mu?” şeklinde. Oysa birleşme; Palu’nun kültürel mirasını yok etmek değil, onu daha geniş kitlelere açmak anlamına gelir. Yeni kurulacak belediye ya da idari yapı, Palu ismini de kimliğini de yaşatabilir. Tıpkı Selçuklu’nun içinde yaşayan Ahlat gibi, Konya’nın ilçesi Karatay gibi… Palu, birleşmiş yapının kültürel kalbi olarak konumlandırılabilir.
Ayrıca festivaller, tanıtım projeleri, tarihi yapı restorasyonları ile Palu, yeniden bölgenin cazibe merkezi haline getirilebilir. Bu da birleşmenin kültürü silmek değil, yaşatmak ve güçlendirmek anlamına geldiğini gösterir.
Bu birleşme Palu’yu yok etmek değil, aksine ona yeni bir nefes kazandırmak anlamına gelir. Palu’nun kültürü, tarihi, değerleri yeni bir idari yapının içinde yaşatılır, görünür kılınır. Tek bir çatı altında, kardeşlik duygusu içinde birlikten doğan güçle yeni bir kalkınma modeli oluşturulabilir.
Ömer SAĞLAM