“Göğe baş uzatmış kale”
Evliya Çelebi’nin kitaplarına konu olmuş. Kale,
Palu Kalesi için Evliya Çelebi ‘Göğe baş uzatmış bir kale’ demiş. Ne güzel söylemiş, tek cümleyle anlatmış kaleyi. Elazığ’ın Palu ilçesindeki bu tarihi kale, heybetli duruşu, binlerce yıllık tarihi ile tam da büyük seyyahın söylediği sözü doğrularcasına dik yamaçların üstünde gökyüzüne doğru yükseliyor. Yüksek bir dağın üzerine kurulmuş Palu Kalesi, Palu ve çevresine hakim noktada.
Palu Kalesi, Elazığ'ın Palu ilçesinde yer alan tarihî bir kaledir. Kaya üzerine inşa edilen kale, Urartular döneminden kalmadır. Urartu kralı Menuas tarafından yaptırılmıştır. Güney ve güneydoğu kesimleri Murat Nehri ile kuşatılmış olan kalenin kuzeyinin ve batısının sarp yapısı, kaleyi doğal savunmaya elverişli ve ele geçirilmesi zor bir kale konumuna getirmiştir.[1] Kalede Urartu Dönemine ait yaklaşık 3 bin yıllık çivi yazısıyla yazılmış Urartu Yazıtı, Urartu Kaya Tünelleri, Urartu Kaya Mezarları, Urartu Kaya Merdivenleri, Urartu Tapınakları ve tapınma nişleri ile su sarnıçları bulunmaktadır.Ayrıca Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı yapımı saray, askeri binalar, kale surları mevcuttur.
Önünde Murat Suyunun kıvrıla kıvrıla yol aldığı ovanın fevkalade manzarası, Urartulara uzanan 7000 yıllık tarihi, çivi yazısıyla yazılmış kitabesi, tünelleri, kaya mezarları ile çok etkileyici. Elazığ’ın öne çıkan pek çok noktasını görmüş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Palu kalesi şehrin mührü olabilecek, tanıtılmayı en çok hak eden yerlerin başında geliyor.