Uzm. Dr. Eyüp Özdemir

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?

Uzm. Dr. Eyüp Özdemir

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR?

Diyabet, M.Ö. 1500’lü yıllardan beri bilinen ve kan şekerini dengeleyen insülin hormonunun eksikliği ve/veya yeterince salgılanmasına rağmen, vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik bir metabolizma bozukluğudur. Diyabet hastalığına tıp dilinde ‘Diabetes Mellitus’ denilmektedir ve halk dilinde ‘Şeker Hastalığı’ olarak bilinmektedir.

Diyabet sık görülen, kontrol altında tutulmazsa erken yaşta ölümlere ve organ hasarlarına yol açan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşam boyu izlem ve tedavi gerektirir. 
Bulaşıcı bir hastalık olmamasına rağmen son yıllarda tüm dünyada ciddi artış görüldüğü için diyabet salgınından bahsedilmektedir. 
Ülkemizde de diyabet hızla artmaktadır. Son yapılan çalışmalarda 20 yaş ve üzerindeki her 7-8 kişiden biri diyabetlidir. Diyabet sıklığı yaşlanma ile artmaktadır. 60 yaş üzerindeki bireylerin yaklaşık olarak üçte biri (%35’i) diyabetlidir. Hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme, yaşlanma, obezite, stres ve genetik yatkınlık diyabetin başlıca nedenlerindendir.

Pankreas: Midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organ olup vücut için önemli enzimleri ve hormonları üretir. İnsülin de bunlardan biridir.

İnsülin: Vücutta enerji dengesini kontrol eden bir hormondur. Görevi, kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlamaktır. Hücre içine giren şeker, enerji kaynağı olarak kullanılır. Böylece kanda şekerin yükselmesi de önlenir.
***
Diyabetin Hangi Tipleri Vardır?
Tip 1 diyabet: Genellikle çocukluk ve ilk gençlik yıllarında başlar ve teşhis konulduktan itibaren hastanın insülin kullanmasını gerektiren tiptir. Bu hastalar genelde şeker koması dediğimiz diyabetik ketoasidoz atağı ile acil servise başvurması sonucu teşhis alırlar.

Tip 2 diyabet: genellikle daha ileri yaşlarda (35 yaş ve üzerinde) başlar. Ortaya çıkışında sağlıksız yaşam biçimi davranışları ve aile öyküsünün etkili olduğu, beslenme, fiziksel aktivite ve kan şekerini düzenleyici ilaçlar ile tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet): Gebelikte ortaya çıkan ve doğumla birlikte düzelen diyabet şeklidir. Gebelerin %2-8’inde görülür. Çoğu kez gebeliğin son 3 ayında ortaya çıkar ve genellikle doğumdan sonra düzelir. Sonraki gebeliklerde tekrarlama riski yüksektir. Gebelik diyabeti öyküsü olan kadınlar ileriki yaşamlarında tip 2 diyabetli olmaya adaydır. Bu nedenle diyabet önleme programlarına öncelikli olarak alınması gereken risk grubudur.
***
Hangi Belirtiler Diyabeti Düşündürür?
    Çok ve sık (özellikle geceleri) idrara çıkma
    Çok su içme
    Ağız kuruluğu
    Çok yemek yeme
    Kilo artışı veya istemsiz kilo kaybı
    Bulanık görme
    İyileşmeyen yaralar
    Kadınlarda idrar yolları ve vajinal enfeksiyonlar
    Halsizlik ve yorgunluk, sürekli uyku hali
    Ayaklarda uyuşma, yanma ve karıncalanma
***
Kimler Diyabet Açısından Yüksek Risklidir?
    Birinci ve ikinci derece akrabalarında diyabet bulunan
    Fazla kilolu veya obez olan, sık acıkan ve hızlı kilo alan
    Dengesiz ve sağlıksız beslenen
    Hareketsiz yaşayan
    Tansiyon yüksekliği ve Kalp-Damar hastalıkları olan
    Kolesterol yüksekliği olan
    Daha önceden prediyabet (gizli diyabet) tanısı almış olan
    Uyku apnesi olanlar
    Polikistik over sendromu olan kadınlar
    Daha önce gebelik diyabeti tanısı almış ya da 4,5 kg’ın üstünde bebek doğurmuş olan kadınlar
***
Normal Kan Şekeri Değerleri
Normal sağlıklı kişilerde kanda şeker ve insülin düzeyleri, birbirine paralel şekilde ve dar sınırlar içinde değişir. Örneğin yemek yenildikten sonra kan şekeri ve insülin düzeyi yükselirken, uyku ve dinlenme dönemlerinde ise düşer.
En az 8 (ideal olarak 10) saat aç kaldıktan sonra ölçülen şeker düzeyine, ‘açlık kan şekeri’ adı verilir. Normal değeri; 70-100 mg/dl’dir.

Yemeğe başladıktan 2 saat sonra ölçülen kan şekerine ‘tokluk kan şekeri’ adı verilir ve normal koşullarda 140 mg/dl’nin altında olması gerekir. 

***Diyabet konumuza bir başka yazımızda devam etmek üzere sağlıcakla kalın...

Yazarın Diğer Yazıları