Talat Özpolat

Tek Millet

Talat Özpolat

                                     TEK MİLLET…

İstanbul’dayım… Gecenin karanlığı son safhasında ve ben senaryo yazımımın en önemli sahnesini yazarken herkes uykuda… Yalnızca ben ve kalp ritmi bozuk atmaya başlayan Mezopotamya ayakta… Saat 04:17 bir ürperme hissettim… Ne oldu Rabbim? Pazarcık damarları şiddetle attı ve patladı…
Televizyondan ulaştığım ilk haber cümleleri yüreğimi salladı… ‘Merkez üssü Maraş, Pazarcık ilçesi olan 7.7…’ Allah’ım kıyamet mi bu? Ne fark eder toprağa düşen her bebenin, canın kıyameti bu.
Olay anı sıcaklığı tek bir kare görüntü yok, her yer gece ve deprem onları gece beni öldürüyor. Gece memleketimin on bir kemiğini kırıyor. Memleketim her kilosunu bize altın fiyatına sattıkları betonların altında inliyor…

Çatımız, ocağımız söndürülüyor… Allahtan… 

Evet doğru. Deprem… Ama kul eli ile ama kendiliğinden Allahtan ama göçük altında kalmak kendisini mimar sanan, gözünü toprağın dahi doyurmayan kültürsüz Ayılardan…. Dayılardan…

Etmeyin! Kıymayın, tam bağımsızlığa aşık milletime… Sonrasında yiten canlar, soğuktan kıvranan bacılar. Beynimde tek bir dize; Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır, Anadolu’yum ben,

Tanıyor musun? Utanırım, Utanırım fukaralıktan, Ele, güne karşı çıplak...

Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun?

Biliyorum güzel memleketim… Biliyorum. Lakin benim bilip sana demek istediğim bir şey var? DEVLET yani çatımız… O çökmedi başımızda, yanımızda ilk ay içerisinde cebindeki paradan, önündeki ekmeğe. Göçük altındaki candan, hastanedeki bebeğe sahip çıkıp merhameti ile sana koşan çalışan devlet. Birde MİLLET var ki ekmeğini evini paylaşan bu kadim millet. An itibarı ile tek millet…

Sevgili okurlarım; bu kez cümleler kurmak için kullandığım kelimeler boğazıma takılıyor… Biliyorum ki bu yazımı okuyan herkesin durumu aynı. Ama biz bunu da atlatacağız. Hep beraber el, ele… Yine on bir kemiğimiz kırıkken yaramıza vuracak hain diller olmayacak mı? Tabi olacak. Milletime zehir gibi cümlelerle boş beleş konuşan, her başımıza gelen afet ya da beladan bir medet uman küresel uşakları daim olacak…

Olsun onların bir hesabı varsa, benim can milletimin Allah’ı var…

Geçmiş olsun coğrafyaların anası memleketim. Yine kalk ayağa ki göğsün bildiğim yerlerine sarılıp bir ay evvel uyardığın şiddetten derin bir uykuya dalayım…
‘Anadolu’yum ben.Havva anan dünkü çocuk sayılır’
Görüşürüz…
 

Yazarın Diğer Yazıları