Hüseyin ASAF

Asaf'ın Miktarı

Hüseyin ASAF

Âsâf'ın mikdârını bilmez Süleyman olmayan
Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayan
Zülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvâlini
Anlamaz hal-i perişanı perişan olmayan
Rızkına kani' olan gerdûna minnet eylemez
Âlemin sultanıdır muhtâc-ı sultân olmayan
Kim ki korkmaz Hak'tan ondan korkar erbâb-ı ukûl
Her ne isterse yapar Hak'tan hirasan olmayan
İ'tiraz eylerse bir nâdân Ziyâ hamûş olur
Çünki bilmez kadr-i güftârın sühândan olmayan.

Ziya Paşa.

   Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

   İlk yazıma güzel bir giriş yaparak başlamak istedim.Kelamın hası,selamın şahı,sözün güzeli olan güzel bir şiirle selamlamak istedim.

   Bu köşede sizlerle haftada bir kez buluşmak  ve bu buluşmalarda başta eğitim olmak üzere,güncel konularda sizlerle hasbihal etmek niyetindeyim.

   Yukarıdaki dizelerde ne  güzel anlatmış merhum Ziya Paşa Asaf’ı.Bir çoğumuz bu şiiri duymuşuzdur.Bu şiirin bestelenmiş halini de merhum Kazancı Bedih’den dinlemişizdir. Ancak;Kaçımız merak ettik Asaf’ı...Kimdir ,miktarı nedir  diye…Gelin şimdi Asaf’ı biraz tanıyalım. 

Asaf kimdir,miktarı nedir?

   Asaf Bin Berhaya Bazı kaynaklarda da Asaf  Bin Berahya olarak geçmektedir.

   İslami kaynaklarda göre Asaf Bin Berhaya,Hz. Süleyman’ın teyzesinin oğlu,çok güvendiği bir kişidir.Daha sonra Hz. Süleyman’ın katibi ve veziri olarak karşımıza çıkmaktadır.Asaf’ı Asaf yapan asıl özelliği ise İsm-i azam’ın sırrına vakıf oluşudur.Bu nedenle duaları Allah katında kabul gören,talepleri geri çevrilmeyen bir zattır.

   Bilinen en meşhur hikayesi ise şöyle anlatılır; Hz.Süleyman Sebe Melikesi Belkıs’a bir mektup yazar ve onları kendi dinine davet ederek kendilerine intikal etmelerini talep eder. Belkıs’ın dillere destan muhteşem bir sarayı ve aynı ihtişamda bir tahtı mevcuttur.Belkıs’ın yolda olduğu,ve çok kısa sürede saraya giriş yapacağı  haberi Hz.Süleyman’a ulaşınca, o gelmeden  tahtının getirilmesi,böylece Belkıs’a daha ilk anda  güçlü bir uyarı verilmesi , böylece Hz.Süleyman’ın ne kadar yüce bir zat olduğu mesajının iletilmesi gerektiğini belirtmiştir.Bunun üzerine Hz.Süleyman’ın emrinde olanlar huzura gelmişler.

   İfrit; Kısa süre içerisinde  ben o tahtı buraya getirebilirim demiş. Bunun üzerine Asaf; Sen göz açıp kapayıncaya kadar o sarayı ve tahtı  senin sarayının içine yerleştiririm demiş. Secdeye kapanmış ve rabbine niyazını arz etmiş.Duası kabul olmuş ve Belkıs’ın sarayı ve tahtı anında Hz. Süleyman’ın sarayının bahçesine gelmiş. İçinde balıkların yüzdüğü ırmaklar akan bir bahçeye yerleştirilmiş saray.Tabi Belkıs bunu görünce çok şaşırmış. Karşısındakinin normal bir kral olmadığını,ilahi güçlerinin olduğunu kabullenerek biat etmiştir.

   İşte Asaf Bin Berhaya,Hz. Süleyman’ın veziri,dostu ve arkadaşıdır.Onun hükümdarlığında, hükmüyle hükmetmiştir.Onun mühirdarı olmuş,mührüyle mühürdar olmuştur.

   İşte ben de bu kıssadan esinlenerek köşeme ASAF’IN MİKTARI ismini vermek istedim.

   Bu köşede bazen sizlere günümüzdeki Asaflardan bahsedeceğim.Bazen Asaf olma yolunda olanlardan,bazende Asaf düşmanlarından… Bazen eğitim,bazen siyaset yazacağım köşemde.

   Bir sonraki sohbetimizde buluşmak üzere.Selam ve Dua ile 
 

Yazarın Diğer Yazıları