Hüseyin ASAF

Okullar açılırken

Hüseyin ASAF

   OKULA BEŞ KALA

   Elazığ depremi,pandemi,seçim,Maraş depremi derken 4 yıl aradan sonra inşallah kazasız belasız bir eğitim-öğretim  yılına başlamak üzereyiz.

   Son düzlüğe girdiğimiz bu günlerde,öğrencilerimizi ve  velilerimizi bir telaş sarmış ki ne telaş…

   Kimini 1. sınıfa başlayacak olan  çocuğuna iyi bir kariyer planlama telaşı,kimini de çocuğunu ya da okuldan kurtarma telaşı… 

   Tüm veliler okulları su yoluna çevirmişler.Okul arayışı,öğretmen arayışı,iyi okul ve iyi öğretmeni bir araya getirebilme,yada bir başka deyişle ikisinin aynı anda olduğu okul kovalamaya başlamışlr.Tabi ki bu tüm öğrencilerin ve velilerin en doğal hakkıdır.

   Önce janjanlı bir okul bulmak lazım.Şöyle boyası,badanası yeni yapılmış olmalı.Yerlerdeki döşeme taşları kaymayan cinsten olmalı.Öğrencilerin rahatça oynayıp eğlenebilecekleri bahçesi ve sosyal alanları olmalı.Velilerin bahçede oturup meslektaşlarıyla güzel vakit geçirebilecekleri, moda,magazin sohbetleri yapabilecekleri,zaman zaman mahallede  ve  çevrede  meydana gelen doğa olaylarını konuşabilecekleri,mümkünse  çardaklar,o yoksa en azından  ağaç diplerine serpiştirilmiş banklar olmalı.Velilerin okul içine sınıflara,kütüphaneye rahatça girip dolaşabilecekleri,çocuklarının sıralarını  beğenmediklerinde,yerlerini değiştirebilecekleri,bu konuda öğretmene telkinde bulunabilecekleri,demokrasinin ve özgürlüğün özümsendiği bir okul olmalı. Kantinin bahçeye açılan kapısı yada penceresi olmalı.Olmalı ki veliler rahatlıkla kantine girip çıkabilmeli.Kantinci amca ya da abla  kesinlikle beyaz ve  temiz bir önlük giyinmeli.Çünkü  falan  okulun kantincisi hep  beyaz  giyer.

   Zil sesi hareketli müzikler çalmalı.Öğretmenlerin okul girişinde ya da  panosunda resimleri,mümkünse öz geçmişleri ve cv leri olmalı. Olmalı ki velilerimiz resimlere bakarak  rahatça öğretmen seçebilmeli.

   Efendime söyleyeyim bu  öğretmenler  güler yüzlü olmalı.Veliyi her  zaman güler yüzle karşılamalı  ve  onların tüm sorularına açık yüreklilkle ve  uzun  uzun  cevap vermeli.Sınıf kapısının önünde veliyi bırakıp,sohbeti kesip  derse girmemeli.Müdür yardımcıları her an kapıda  hazır kıta beklemeli.Müdür giriş katta olmalı.Gelen veliyi hemen karşılamalı.Daha bir çok şey saymak mümkün.

   Ancak okullarda kayıtların devam ettiği şu günlerde velilerimize birkaç tavsiyede bulunmak isterim.Tüm çocuklarımız elbetteki özeldir.Her anne babanın çocuğu çok zekidir.Çok akıllıdır.Çok çalışkandır.Çok yardımseverdir.Çok ahlaklıdır.Çok yakışıklı yada güzeldir.Bundan hiç kimsenin şüphesi yok zaten.

   Birinci sınıfa başlayan her öğrenci okul birincisi olarak başlar.Ancak daha sonra zamanla bu sıralaması  değişir.Nedenini sorduğumuzda (veliye göre);kiminin öğretmeni iyi değildir,kiminin okulu iyi değildir,kiminin müdürü iyi değildir,kimi okulun da çevresi iyi değildir.Oysaki tüm öğrenciler aynı çevreden ve aynı kültürden gelmektedirler.Öğrenciler arasındaki tek  fark ebeveyn,yani anne-baba farkıdır.Tabiki  doğal olarak hiçbir velimiz aynadaki kendisini  görmez.Ya da  bakmaz.Okulla alakalı bu kadar sorgulama  ve  araştırma yaparken,kendisiyle ilgili hiç araştırma yapmaz.Neleri biliyorum yada neleri bilmiyorum diye sormaz.Ama eğitimle ilgili her şeyi çok iyi bilir.Çok iyi  bir çevre eğitimi,çok iyi bir çevre formasyonu  ve çok iyi bir çevre akademik eğitimi almıştır.

   Öğretmenin nasıl bir eğitim sistemi yada modeli uygulaması gerektiğine çoktan karar  vermiştir.Öğretmen ödev vermeli ama çok ödev vererek çocuğu,dolayısıyla ödevleri yapan velileri yormamalı.Öğrencilerin sınıfta  koşup oynamalarına izin  vermeli  lakin gürültü olmamalı.Çocukları disipline etmeli ancak kesinlikle kızmamalı,asla sınıfta yüksek sesle konuşmamalı.Veli ne zaman ararsa  ya da mesaj yazarsa cevap vermeli.Velinin evde yapamadığı ödevlere gecenin bir yarısı da olsa  telefonda ya da  mesajla yardımcı olmalı…

   Sevgili veliler ve  sevgili anne babalar; Çocuklarımızı okula kaydederken  ve  öğretmen seçimi yaparken,öncelikle vatana ve millete,ailesine ve devlete yaraşır,hayırlı bir evlat,iyi bir vatandaş,örnek bir insan olarak yetiştirebilecek öğretmenleri arayın.Her çocuk okuma yazmayı zamanı geldiğinde öğrenecektir.Toplama çıkarma işlemini ikinci sınıfa geçtiğinde öğrenmiş olacaktır.Endişeniz çocuğunuzun okuma yazmayı geç öğrenmesi olmamalıdır.Endişeniz iyi bir vatandaş yetiştirme endişesi olmalıdır.

   Öğretmenlerimize güvenelim.Okullarımıza güvenelim.Elbetteki sorgulayalım.Ama peşin hükümle yargılamadan,yapıcı ve onarıcı bir yaklaşım benimseyelim.Okullarımız ve öğretmenlerimizle iş birliğine her zaman açık ve hazır olalım.Ön yargılarımızdan kurtulalım.Okullarımızı  kendi malımız gibi  görelim.Unutmayalım ki  okullar müdürün ya  da  öğretmenin okulu değildir.Onlar  devletin görevlendirdiği hizmet ehlidir.Tek meyvesi öğrenci olan bir bahçenin bahçıvanlarıdır.Yeni bir sanat eseri ortaya çıkarmak üzere tertemiz bir kağıdı ve rengarenk kalemleri eline alan sanatkarlardır. Okulun asıl sahibi öğrencilerimiz ve velilerimizdir.

   Bütün bunları unutmadan,tüm öğrencilerimize,velilerimize ve öğretmenlerimize mutlu,huzurlu  ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.

Selam ve dua ile…
 

Yazarın Diğer Yazıları