OKULA BEŞ KALA
Elazığ depremi,pandemi,seçim,Maraş depremi derken 4 yıl aradan sonra inşallah kazasız belasız bir eğitim-öğretim yılına başlamak üzereyiz.
Son düzlüğe girdiğimiz bu günlerde,öğrencilerimizi ve velilerimizi bir telaş sarmış ki ne telaş…
Kimini 1. sınıfa başlayacak olan çocuğuna iyi bir kariyer planlama telaşı,kimini de çocuğunu ya da okuldan kurtarma telaşı…
Tüm veliler okulları su yoluna çevirmişler.Okul arayışı,öğretmen arayışı,iyi okul ve iyi öğretmeni bir araya getirebilme,yada bir başka deyişle ikisinin aynı anda olduğu okul kovalamaya başlamışlr.Tabi ki bu tüm öğrencilerin ve velilerin en doğal hakkıdır.
Önce janjanlı bir okul bulmak lazım.Şöyle boyası,badanası yeni yapılmış olmalı.Yerlerdeki döşeme taşları kaymayan cinsten olmalı.Öğrencilerin rahatça oynayıp eğlenebilecekleri bahçesi ve sosyal alanları olmalı.Velilerin bahçede oturup meslektaşlarıyla güzel vakit geçirebilecekleri, moda,magazin sohbetleri yapabilecekleri,zaman zaman mahallede ve çevrede meydana gelen doğa olaylarını konuşabilecekleri,mümkünse çardaklar,o yoksa en azından ağaç diplerine serpiştirilmiş banklar olmalı.Velilerin okul içine sınıflara,kütüphaneye rahatça girip dolaşabilecekleri,çocuklarının sıralarını beğenmediklerinde,yerlerini değiştirebilecekleri,bu konuda öğretmene telkinde bulunabilecekleri,demokrasinin ve özgürlüğün özümsendiği bir okul olmalı. Kantinin bahçeye açılan kapısı yada penceresi olmalı.Olmalı ki veliler rahatlıkla kantine girip çıkabilmeli.Kantinci amca ya da abla kesinlikle beyaz ve temiz bir önlük giyinmeli.Çünkü falan okulun kantincisi hep beyaz giyer.
Zil sesi hareketli müzikler çalmalı.Öğretmenlerin okul girişinde ya da panosunda resimleri,mümkünse öz geçmişleri ve cv leri olmalı. Olmalı ki velilerimiz resimlere bakarak rahatça öğretmen seçebilmeli.
Efendime söyleyeyim bu öğretmenler güler yüzlü olmalı.Veliyi her zaman güler yüzle karşılamalı ve onların tüm sorularına açık yüreklilkle ve uzun uzun cevap vermeli.Sınıf kapısının önünde veliyi bırakıp,sohbeti kesip derse girmemeli.Müdür yardımcıları her an kapıda hazır kıta beklemeli.Müdür giriş katta olmalı.Gelen veliyi hemen karşılamalı.Daha bir çok şey saymak mümkün.
Ancak okullarda kayıtların devam ettiği şu günlerde velilerimize birkaç tavsiyede bulunmak isterim.Tüm çocuklarımız elbetteki özeldir.Her anne babanın çocuğu çok zekidir.Çok akıllıdır.Çok çalışkandır.Çok yardımseverdir.Çok ahlaklıdır.Çok yakışıklı yada güzeldir.Bundan hiç kimsenin şüphesi yok zaten.
Birinci sınıfa başlayan her öğrenci okul birincisi olarak başlar.Ancak daha sonra zamanla bu sıralaması değişir.Nedenini sorduğumuzda (veliye göre);kiminin öğretmeni iyi değildir,kiminin okulu iyi değildir,kiminin müdürü iyi değildir,kimi okulun da çevresi iyi değildir.Oysaki tüm öğrenciler aynı çevreden ve aynı kültürden gelmektedirler.Öğrenciler arasındaki tek fark ebeveyn,yani anne-baba farkıdır.Tabiki doğal olarak hiçbir velimiz aynadaki kendisini görmez.Ya da bakmaz.Okulla alakalı bu kadar sorgulama ve araştırma yaparken,kendisiyle ilgili hiç araştırma yapmaz.Neleri biliyorum yada neleri bilmiyorum diye sormaz.Ama eğitimle ilgili her şeyi çok iyi bilir.Çok iyi bir çevre eğitimi,çok iyi bir çevre formasyonu ve çok iyi bir çevre akademik eğitimi almıştır.
Öğretmenin nasıl bir eğitim sistemi yada modeli uygulaması gerektiğine çoktan karar vermiştir.Öğretmen ödev vermeli ama çok ödev vererek çocuğu,dolayısıyla ödevleri yapan velileri yormamalı.Öğrencilerin sınıfta koşup oynamalarına izin vermeli lakin gürültü olmamalı.Çocukları disipline etmeli ancak kesinlikle kızmamalı,asla sınıfta yüksek sesle konuşmamalı.Veli ne zaman ararsa ya da mesaj yazarsa cevap vermeli.Velinin evde yapamadığı ödevlere gecenin bir yarısı da olsa telefonda ya da mesajla yardımcı olmalı…
Sevgili veliler ve sevgili anne babalar; Çocuklarımızı okula kaydederken ve öğretmen seçimi yaparken,öncelikle vatana ve millete,ailesine ve devlete yaraşır,hayırlı bir evlat,iyi bir vatandaş,örnek bir insan olarak yetiştirebilecek öğretmenleri arayın.Her çocuk okuma yazmayı zamanı geldiğinde öğrenecektir.Toplama çıkarma işlemini ikinci sınıfa geçtiğinde öğrenmiş olacaktır.Endişeniz çocuğunuzun okuma yazmayı geç öğrenmesi olmamalıdır.Endişeniz iyi bir vatandaş yetiştirme endişesi olmalıdır.
Öğretmenlerimize güvenelim.Okullarımıza güvenelim.Elbetteki sorgulayalım.Ama peşin hükümle yargılamadan,yapıcı ve onarıcı bir yaklaşım benimseyelim.Okullarımız ve öğretmenlerimizle iş birliğine her zaman açık ve hazır olalım.Ön yargılarımızdan kurtulalım.Okullarımızı kendi malımız gibi görelim.Unutmayalım ki okullar müdürün ya da öğretmenin okulu değildir.Onlar devletin görevlendirdiği hizmet ehlidir.Tek meyvesi öğrenci olan bir bahçenin bahçıvanlarıdır.Yeni bir sanat eseri ortaya çıkarmak üzere tertemiz bir kağıdı ve rengarenk kalemleri eline alan sanatkarlardır. Okulun asıl sahibi öğrencilerimiz ve velilerimizdir.
Bütün bunları unutmadan,tüm öğrencilerimize,velilerimize ve öğretmenlerimize mutlu,huzurlu ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.
Selam ve dua ile…